Şimdi….yeni bir ayakkabı almış halinizi düşünün kendinizin….ya çok seversiniz kıyamazsınız
kullanmaya, saklarsınız o özel+güzel güne, şu da geçsin + bu da bitsin kullanayım diye…derken
ya modası geçer, ya ayağınız büyür veya küçülür….uymazsınız ona; ya da ihtiyaç kalmaz,
fazlalık olur zamanla; veya zaten ihtiyaçtan almışsınızdır ihtiyacı karşılar işi biter; veya tepe
tepe kullanırsınız….ne onun hali kalır, ne sizin gönlünüzün onda…ama hep dillendirirsiniz
“ne……..ama!…onun gibisi yok bu diyarda!” veya sırf markası, modeli, gösterişi için
alınmıştır….sizinle bir ilgisi yoktur….modası geçer, derken başka ele geçer, gezer dolaşır gider;
veya öyle çok seversiniz ki, kutusundan çıkartırken bile ilk günkü heyecanla…dokununca hep
aynı mutlulukla gülümsersiniz, sizin olduğu için…sizde kaldığı için ve iyi ki de onu görüp
alabildiğiniz için şükredersiniz…yaaa!…hanımlar, ne haber!….düşünün bakalım ben neyim
diye….düz sandalet, stilletto, bot, demode, klasik, kullan at…galoş?!..takdiri sizden!!!

……en romantiği! ………………………………………..
……..yer: göl kenarı; saat: öğleden sonranın akşam üstü; mekan: küçük balıkçı lokantası; kahve
kah dudakta kah fincanda…adam yakışıklı, karizmatik, kadın güzel, sarışın, duygular üst düzey,
gözler gözlerde… yer yer ıslanmalar, akmayan yaşlar, mutluluk had safhada….hop!!!! “hesabı
alalım mı?”!!!!…nasıl ama, bu replik adama ait, hani göl kenarındaki, ıslak bakışlı karizmatik
diyorum….yaaa! oh olsun!!! tüm kadınlara!….bu en romantik….en duygusalı….canınız isterse!

Aşk ateşten yakarken….sevgi sizi ılık tutar, biri sizi yerden yere atarken diğeri sarıp sarmalar.
Aşkın bir anlık teklemelerinde, sevgi hiçbir şey yapamaz…..en çok el sallar uzaktan…aşkın
yanında esamesi bile okunmaz….aşk eline geçirdiği sizi istediği gibi oynatırken, sevginin
elinden sadece olanları seyretmek gelir….. sessizce bekler…..bekler….bekler….. gününün
gelmesini…

Tutulan dosttan bahsetmiyorum…benim dediğim, gerçek olan…..
…….dost candır+canandır+candandır. Durup bekleyen de, kalıp gitmeyen de; siz bakmasanız
da, o bakıp gören, gördüğünü ve hatta baktığını gizlenmeyen. Bekletmeyen, beklenmediği
halde, her nasılsa, her aradığınızda bıraktığınız yerde olan. Dinleyen, anlayan, anlatan, susan,
sizin için üzülen, sevinen…hiç eksilmeden, yıllık, aylık bakım gerektirmeden, ilgisizlikten
arızaya geçmeyen, ilk günkü gibi yeni, son gördüğünüzdeki gibi gerçek ve bir doğmuşsunuz
gibi eski ve çok tanıdık, çok bildik, bin yıl konuşmasan, seni silip atmayan, hep aynı yerde
seni saklayan, tozunu alan ve döktüğün gözyaşı da olsa, espiri de olsa paylaşan, bu
paylaşımdan haz alan; ister ayağın kaysın, düş; ister dört nala koş, yanında dur-durma; alınıp,
darılmayan bir garip insan şekli dost….

Beni likelamayın, beğenmeyin beni….hiçbir yerde paylaşmayın….yalnızca okuyun beni…
okuyun ve düşünün sözlerimi…. yeter…. benim amacım…transfer etmek düşüncelerimi…
doğru…yanlış…hepsi bana ait…size anlatmak istedim…işte hepsi bu!…

(Orta Göbekli Barfix Güzeli)
Şimdi şu orta boylu, orta göbekli, orta yaşlı, orta sarışınlıktaki abla, beni bir dakika dinle!….
ayıp değil mi ya!…elalemin adamının yanına gidip gidip, her seferinde tam aynı yerde aynı
saatte, barfikste onlarca numara yapmak!…nerede kardeşim bu toplumun maaşsız çalışan,
habire bilip bilmeden ahkam kesen AHLAK BEKÇİLERİ????…emekli mi oldular ki?…geçen
sene, şu güzel kadını çarmıha germeye kalkan bekçileri soruyorum!!!…neredesiniz?…ya da, o
günlerde yağmur ormanlarındaki vahşi kabileler gibi -ugh ugh- yabani sesleri çıkartıp, ellerinde
tam tamları, dilleri bir karış dışarda dolaşan, yurdum erkekleri nerede??…ya bunların sütten
çıkma ak kaşık modellemeli, yalnız ve güzel kadına kötü kötü bakıp, yerli dilinde habire
dedikodu yapan karıları nerede???…ha nerdesiniz???…yoksa yorgan gitti kavga bitti
mi???…belki de yeni başlıyor da….siz bir şeyler kaçırdınız olamaz mı???…yaaaa!!!!

…..neye…..hayata mı?!?…hayır…sen yaşayadururken hayat biter ve sen fark etsen de etmesen
de, bir daha bir daha bir daha başlar…taa ki, ömür bitene kadar….insan yenilir….ölüme…çaresiz
kalışın en görkemli halidir ve seçeneklerde -acaba-belki-dur bir dahakine-tamam şimdi-olmaz
sonra…yoktur…tek bir sessiz ses, son kalp vuruş ve…..bitmiştir!…geride kalanların, kendini
insan olarak, belki de gerçekte ilk kez algıladığı, hissettiği, anladığı ve öğrenip ezberlediği tek
andır….